Motivasyon...
motivasyon değişti,
mecra değişti,
kafamın içinde dekor değişti..
Böyle olunca düşünce değişti..
Sonuç da değişecek...
Anlamıyorduk...
Orta sınıfın, korkak ve kayıtsız kalabalıkların ezici bir sayıya ulaştığı zamanlarda, üstelik aldanmanın dibine çökmüş bir toplumda yaşıyoruz..
Beklentiyi yüksek tutmayın diye söylüyorum...
Ama şimdi, anlatıcının anlatacakları her şeyden önemli. Anlatıcı olmak gerekiyor. Anlatıcı olmanın anlamını konuşacağız önce! Görsel ve yazılı imkanları kullanarak arzu uyandıranı canlandırmamız lazım. Çünkü en sığ insanın bile, cüretkarca, küstahça bir nasiplenme talebi var?! Neden mi? Sanattan, estetikten, felsefeden hatta.., sosyal medyada dolaşan bunca ucuz klişenin sebebi ne sanıyorsunuz?! Burada fırsatlar saklı..
Öyleyse, anlatıcının, dinleyici bulması gerek! Dinleyici-izleyici olmadan olmaz! Tam da bu nedenle, yapacağımız işi kibirle yapamayız, zaten ölmüşüz, bir kaç tane eski tohumdan dirileceğiz madem, kibirle olmaz, düşmanlıkla olmaz, taze hislerle ancak.. Ama öfke bizim, öfkelenmeye hakkımız var, kötüye kötü diyebiliriz hiç duraksamadan.. Meselemizin insanlarla değil, onların ürettikleriyle ilgili olduğunu unutmadan, unutturmadan..
İş üreteceğiz, İŞ! Hepsi bundan ibaret...
“Dekor” ne kadar karanlıksa, o kadar küçük bir ışık yetecek.. Üzerine düşen, az ışıkla çok etkileyici görünecek iyi iş, çünkü onu asıl öne çıkaran arkasındaki karanlıktır.. Biliniz ki, karanlık bizim için çalışmaktadır..
İçinde yaşadığımız gariplikler çağı, bizim dekorumuzdur, onu olduğu gibi ele alacağız..
Düşünce ancak böyle değişebilir.. Karanlığı, içinde debelendiğimiz yerden, bir sahneye dönüştürebilirsek eğer.
Ve düşünce değişirse sonuç da değişir.. Yani ortaya çıkacak İŞ de değişir...
İşte uzun zamandır alamadığım derin nefesi böyle aldım.
Daha yeni başlıyoruz..
MİKa
29 Kasım 2018