Hamaset çığlıkları atıldığında, öfke karşısında, küçücük bir taraftarlık gösterisinde bile düşünce geri çekilir. Baskın olan baskıcı olduğunda oto sansür kemirgeni doldurur zihnin arka sokaklarını, düşünce geri çekilir. Devlet çöker bütün ağırlığıyla, toplum çöker, mahalle baskısı çöker bireyin üstüne, düşünce geri çekilir. Tarikat ve cemaat atar halatlarını, insanın yeryüzündeki sürü döneminden kalma derin kodlar ayaklarına dolaşır, adım atamaz hale gelir, düşünce geri çekilir.
Bu yüzden Ortadoğu'da düşünmek zordur...
Topyekün savaşlar geride bırakılmış olsa da şimdilik kaydıyla, küreselleşen, küçülen dünyada, sınır çatışmalarının önüne geçilemiyorsa.. Dar alanda herkes birbirinin ayağına basıyor diye, ırk, din, mezhep yüzünden, geleneksel ve kültürel farklılıklardan, bölgesel - yerel savaşlar durdurulamıyorsa.. Bilin ki, en başta savaş karşısında geri çekilir düşünce..
Bu yüzden Ortadoğu'da düşünmek zordur...
Düşünce narindir, kırılgandır, adeta pamuk ipliğiyle bağlanmıştır insanına! Hem düşünülmek ister, hem de peşinden gelinsin! Saklanmaz belki, ama gölgelere geri çekilir. Sessizdir! Çağrıya icabet etmesi için, diğer seslerin susması gerekir. En çok da, çok ses çıkaranların susması gerekir. Gürültü varsa geri çekilir düşünce..
Bu yüzden Ortadoğu'da düşünmek zordur...
Ha, bir de..
Refleksler devreye girdiğinde, sezgisel durumlarda, adrenalin salgısı arttığında, ölüm-kalım anlarında geri çekilir düşünce! Hayatta kalmak üzere kurgulanmış bedenin derinliklerindeki bir düğmeye basılır! Alt beyine indirilmesi 4-4,5 milyon yıl sürmüş, kadim program aktive olur, insan canlısı uçağını yere emniyetle indirecek olan içindeki otomatik pilota bağlanır. Her şey kendiliğindendir! Tam bisikletten düşecekken bacağını açar, darbe anında bir tırtıl gibi kıvrılır, ışığa karşı gözlerini kırpar, içeceği suyu ve yemeği koklar. Bedenin binlerce yıllık yaşamı koruma bilgileri, düşünülmezler, kendiliğinden yapılacak kadar hızlandırılmışlardır. Demek ki söz konusu olan hayatta kalmaksa, düşünce geri çekilir..
Tam da bu yüzden Ortadoğu'da düşünmek zordur...
Günlük rutinler, ezberlenen yollar, her yörünge, otomatikleşen her eylem, anında, kendi kendini icra etmek üzere düşünceyi sonlandırır, ve bu durum aslında, düşünülmek isteyen gerçek düşünceye yer açmak için yapılır.. Yine de işe yaramaz çoğu zaman…
Taş üstüne taş koyamayan, her konuda kökten kavgalı toplumlarda, filmin her seferinde başa sarıldığı, yıkımcı-yeniden yapımcı yönetimlerle, asıl düşünülmek isteyen için gereken efor, daha önce düşünülmüşleri yeni baştan düşünmeye harcanır. Ve asıl düşünülmek isteyen geri çekilir... Tıpkı asıl düşünülmek isteyen'in geri çekildiği gibi, düşünmek için geri çekilmek gerekir. Her anlamda geri çekilmek, mevzi kaybetmek, yenilmek, ve yenilgiyi kabullenmek.. Duyduğu her tıkırtıda geri çekilen bir şeyi davet etmenin yolu, o'nun karşısında geri çekilmekten başka ne olabilir? O’ndan vazgeçmek anlamında geri çekilmek değil, yer açmak anlamında geri çekilmek. Çünkü geri çekilen, aslında düşünülmek istemektedir..
Madem ki Ortadoğu'da demokrasiyi düşünmek zordur, demokrasi hep geri durmaktadır bizden madem! Öyleyse demokrasi karşısında geri çekilerek o'na yer açmak gerekir dedik.. Demokrasiye yer açmanın yolu, demokrasi yerine adalet talep etmektir mesela dedik; Suçta- cezada, fırsatlarda, gelir dağılımında adalet.. Adalet talep edildiği zaman, verilecek cevap yoksa, demokrasi fikri meydanı kendiliğinden doldurur diye.. Yirmi yıldır geri çekiliyoruz…
Sabırla…
Düşünceyi davet edin, size gelecektir..
Ne mi olur yoksa?
Kendinizi, başkalarının çoktan düşünüp tasarladığı bir dünyada bulursunuz, sorulmadan kişisel alanınız bir odaya indirilmiş, kullanmamaktan unuttuğunuz özgürlüklerinizi kullanma ihtimaliniz dahi elinizden alınmış, gündeminiz, ne düşüneceğiniz, ne kadar harcayacağınız, ne kadar uzağa gidebileceğiniz, krediniz, iyi hal puanlarınız çoktan hesaplanıp cep telefonunuza yüklenmiştir..
Elon Musk’ın işletmecisi olacağı dünyaya hazır mısınız?
Mesela…
MİKa
18 Mayıs 2022
