Teselli aramak kaçınılmazdı;
Farketmez…
Zira yaşlanmanın genellikle idrak düzeyini artırdığı söyleniyor…
20. yzy nesli olarak bilimin kıyısında yaşadık, dünya karanlık ve kaosa savrulmamıştı henüz, kafalar karışmamıştı iyice.. İsteseydik çıkabilirdik içinden, bugün düştüğümüz dipsiz kuyuların! İnsanlığımızı, ataletimizi, kısıtlılıklarımızı kavrayabilirdik. Oysa bizden öncekiler gibi kendimizi kaderin kollarına bir an evvel bırakıp rahatlamak istedik. İçerdeki hüküm makamı, elimizi kolumuzu sallayarak uzaklaşmamızdan rahatsız ve çelişkiler son derece ölümcüldü.. Sonuç olarak ortada kaldık..
Kaskatı…
Hangi yoga seansı rahatlatabilir şimdi seni?
Cevaptan korkuyorum..
belirsizlik ihtiyacı...
Bu sensin!
Yavaş yavaş ilerle!
Her insan kendi zihinsel evreninde yaşar, ve biliyorsun beyinde zaman yok.. Belki de ölüm korkusunun nedeni budur; zamansız bir yerde yaşıyor olmamız..! "O" sadece şu anda faaliyet gösterir, bunu yaparken geçmişin bilgisine sahiptir ama geçmişin bilgisi geçmiş için, geleceğin ise rüyasına yatar, geleceğe dair en ufak fikri yoktur aslında. Belirsizlik ufkunda kıpırdanan tuhaf şekiller bu yüzden önemli gelir, geleceğe dair işaretler olabilme ihtimalleri yüzünden.. İyi bir gözlemci gibi sessiz kalmalı, beş duyuna dokunan her şeyi listelemelisin, kapıdan girenin hangi “his” olduğunu ve neden orada olduğunu anlamak üzere..
Gerçek bir tehdit varsa, emin olmalısın..
Boş yere kan dökülmemeli...
Zihinsel kozmos bataklıklarla dolu…
Kafamızdaki yerçekimi farklı işliyor mesela,
vicdan diyorlar,
ahlak diyorlar,
toplumsal değerler diyorlar...
Fiziksel evrendeki gibi değil, öyle hemen yere çakılmıyorsun, bazen olayın çok sonrasında düşüyorsun zemine, ve olay ile yaralanma arasındaki ilişki çoktan kopmuş oluyor.. Çık işin içinden…
Çıkabil ki kendi durumunun vahametini göresin!
Ancak böyle yaklaşabilirsin dışardaki sisli ufka..
İlla bir son söz lazımsa eğer; Bugün belirsizliğe yaslanma zorunluluğumuz var, çünkü kapitalist küreselcilere inat, ancak yeni bir “anlam arayışı” temize çekebilir bizi, ve madem ki kaostan evrileceğiz, madem ki Heisenberg’in “Belirsizlik ilkesi (*)” yürürlüktedir, önce kafamızın içinde alışmalıyız belirsizlik ufkunda yaşamaya…
Tıpkı bir şizofren gibi…
9 Nisan 2022
(*) Belirsizlik İlkesi; Bir parçacığın momentumu ve konumu aynı anda tam doğrulukla ölçülemez. Bu durum bizim ölçüm cihazlarımızın eksikliğinden kaynaklanan bir sonuç değildir, Bu tam olarak bir parçacığın aynı anda belli bir konum ve belli bir momentuma (temel olarak hız) sahip olmaması demektir. Yani belirsizlik.. Herhangi bir anda, elektronun kendisi nerede olduğunu ve nereye gittiğini bilemez…