Bir kelime yazarsın! Serbest çağrışımlarla dolu zihninin, o saklı özgürlük denizi dalgalanmaya başlar. Açık bir denizdir orası, kimin kimle karşılaşacağı, gömülü taşların altından ne çıkacağı belli değildir. Sulara daldığında, kulaç atmaya çalışırsın, bazen dip akıntısı kuvvetlidir. Yine de yavaşça çekersin önce bir kelimeyi, sonra onun kuyruğuna takılmış ötekini, çünkü korkarsın. Kendi denizinde boğulmaktan..
Sen.., daha doğrusu adı “sen” olan, yalnızca sana seslenen o deniz yaratıklarının seslerine, o sirenlerin şarkılarına doğru büyülenmiş bir şekilde çekilirken, diğerleri merak eder ne zaman sadede geleceğini. Sadede gelinemez öyle kolay kolay. Gelinemez zira gündelik hayata indirgenemez, ciddiyetle tercüme edilemez, o absürt, çarpık evrendesin. Özneye dair olan, aslında, başka kimseyi de pek ilgilendirmeyen, fakat garip bir şekilde anlamlı...
"Gündem" denilen fiks menüyü sevmemizde utanacak bir şey yok, üzülmeyin! Gelişmiş radarlarımızla karasularımıza girecek düşmanı gece gündüz tarayışımızda da acaiplik yok.. Amma.. "Gündem" dayatmasının önümüzdeki seçenekleri fena halde daraltan, listesindeki tanımlı problemlerin çözülebilirliğini varsayan, kocaman bir yanılsama olduğunu görmenin de sakıncası yok arkadaşlar..
Laf aramızda esas "olay" gündem dışındadır...
Ve "gündem dışı" da hala ortak alandır, toplumsaldır, kamuya aittir. Ancak gündem dışının, öznelle temas ettiği geniş kılcal alanlar mevcuttur. "Gündem" gibi kamu yararına bireyi dışarıda bırakmaz. Şairler, filozoflar sizinle asla gündem üzerinde buluşmazlar, onların sizinle karşılaşmayı umduğu yer "gündem dışı"nın uzun kıyılarıdır.
Her sabah kalkıyoruz, ve "gündem" tarafından hizaya çekiliyoruz. Dünyanın Batı'sında da aynı, Doğu'sunda da.. Toplumlar "gündem" sayesinde yönetilebilir organizmalara dönüşüyor. İktidarın gündem'ine karşı, toplumun kendi gündem'ini oluşturması pek de mümkün değil.
Oysa gündem dışı, sahipsiz bir alan...
Üstelik "gündem" ne kadar sentetikse, "gündem dışı"da bir o kadar organik. Rastlantısal gerçekliğin sere serpe yayıldığı, "gerçek olay"ın vuku bulduğu, zarların hilesiz atıldığı yer. Bize, sıradan bireye adanmış olan Tanrısal alan. Kurguya karşı gerçeğin, organize işlere karşı beklenmedik olan'ın, samimiyetin ve masumiyetin gücüyle donanmış.. İşte bu vasıflarıyla "gündem dışı","gündem"in üzerine yürüyebilir, o'na taşabilir, suçüstü yapabilir. Ancak sahiplenilmesi zor bir alan.. Toplum ile bireyi bağdaştırmak giderek zorlaşıyor; Toplumların yönetilebilir olmaları istenir, bu nedenle de bireyi kapsamalıdırlar. Birey ise artık ele avuca sığmaz elektronlar gibi. Eskiden coğrafi sınırların ve ortak ataların damgaladığı insanlar arasında bazı karakteristikler tanımlanabilirken, bugün internet ortamında serbestçe salınan insanları bir kalıba dökmek zor. Gerçi tek tipleşme denilen süreç var, ancak tek tipleşme, kendisiyle birlikte hızlı bir anaflaktik şok'a neden olduğundan, çeşitli lokal tedavileri kendiliğinden devreye sokuyor. Bu kanaldan da serbest salınım ortamına yeni yeni katılımlar kaçınılmaz. Serbestçe salınan bireylerin varlığı, sayılarının artışı, gündem dışı'nın serpilmesi için birebir.
İyi de gündem dışının uçsuz bucaksızlığında yeşerecek olan fikirlerin tohumları hangi rüzgarlarla, nereden taşınacak?
Nesnellik, gündem dışı'nı besleyemez. Sütü yetmez..
Tohumların uçuşacağı yer, kişisel deneyimlerimiz, rüyalarımız, hatta bilinçaltlarımızdır. Faydasız olanın faydası dolambaçlı yollar izler.
Tanrı’yı kaybettiğimiz şu günlerde "gündem dışı"nın tanrısal bir yanı var sanki..
Ve dibine vurulmuş bireyselliğin, öznenin deneyimlerinin hepimizi ilgilendirdiğini söylemem de bu yüzden.. Kişisel alandan gündem dışına taşmalar çok önemli, asıl abanacağımız yer burası. Sonrasında umulur ki gündem dışı da kabına sığamasın.
Ne mi diyorum? Blogger olasınız, video'lar yükleyesiniz diyorum. Okuyasınız, yazasınız, özgün içerikler, cübbesiz fikirler üretesiniz diyorum. Olaylara bundan böyle "yamuk bakasınız" diyorum.(*)
Demem odur...
MİKa
22 Şubat 2015
"Gündem"; Başta siyasi iktidarlar olmak üzere güç odakları tarafından bireye dayatılan gündemdir.
"Gündem dışı" ise; Siyasi iktidarlar ve güç odaklarının dayattığı yapay gündem dışında kalan geniş düşünsel alandır.
(*) Yamuk Bakmak, Slavoj Zizek